HAKİMİYET SÖZLEŞMELERİNDE TARAFLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE SORUMLULUKLARI

Şirketler topluluğu kavramının düzenlendiği Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) hakim şirket ve bağlı şirket kavramlarına yer verilmekle birlikte, bunlar arasındaki ilişkinin hangi temellere dayandığı belirtilmemiştir. Bir şirketin başka bir şirket üzerinde etki icra edebilme gücüne sahip olması, hakim şirket kurulduğu anlamına gelmektedir.

Hakimiyet sözleşmesi, hakim şirketin, bağlı şirketi bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hakimiyeti altına almasıyla birlikte, bağlı şirket üzerinde birtakım hak ve yetkilere sahip olduğu bir sözleşme tipidir. Hakimiyet sözleşmesi ile hakim şirket, bağlı şirket üzerinde sevk ve idare yetkilerine sahip olmaktadır. Bu sözleşme ile hakim şirkete, bağlı şirketin yönetim kuruluna ait idare yetkisi verilerek, bağlı şirketin kontrol altında tutulması sağlanmaktadır. Hakim şirketin söz konusu kontrol yetkisini fiilen kullanıp kullanmadığı gözetilmeksizin, her durumda sözleşmeden kaynaklanan bir hakimiyet durumu ortaya çıkmaktadır. 

Hakimiyet sözleşmeleri, TTK tarafından birtakım şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Öncelikle, hakimiyet sözleşmeleri yazılı olarak yapılmalıdır. Ayrıca söz konusu sözleşmelerin, geçerlilik şartı olarak TTK’nın 198. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ticaret siciline tescil ve ilan edilmeleri de gerekmektedir. Tescil ve ilan aracılığıyla, üçüncü şahısların söz konusu sözleşmelerin varlığında haberdar olmaları sağlanır. Bununla birlikte, ilgili maddenin devamında belirtilen “sözleşmenin geçersizliği, bu kanun ile diğer kanunlardaki şirketler topluluğuna dair yükümlülüklere ve sorumluluklara ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel olmaz” ibaresi ile sözleşmenin geçersizliği halinde dahi, tarafların söz konusu sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarından kurtulamayacağı açıklanmıştır.

Hakimiyet sözleşmesi ile bağlı şirketin yönetim organının sahip olduğu devredilemeyenler haricindeki yetkilerin tümü veya bir kısmı, hakim şirkete aktarılabilir. Ayrıca, hakim şirketin bağlı şirkete herhangi bir talimat verip vermemesi kendi inisiyatifindedir. Bu yetkinin kullanılmaması, sözleşmenin geçerliliği açısından etki yaratmayacaktır. Bununla birlikte söz konusu sözleşmenin “hakimiyet sözleşmesi” olarak adlandırılması da gerekmektedir. Bunun sonucu olarak, sevk ve idare yetkisinin tamamen veya kısmen bir başka şirkete devredildiği her türlü sözleşme de hakimiyet sözleşmesi olarak görülebilecektir.

Bunun dışında, bir şirketin yönetim organının alacağı kararları, sözleşmenin diğer tarafının onayına bağlayan veya karşı tarafa veto yetkisi veren sözleşmeler de hakimiyet sözleşmesi olarak değerlendirilecektir. Örneğin; bir banka ile yapılan kredi sözleşmesinde bankaya, şirketin alacağı önemli kararları veto etme yetkisi tanınmış ise, söz konusu bankanın şirket üzerinde hakimiyeti olduğu söylenebilecektir.

Hakimiyet sözleşmesi, borçlar hukukuna tabi olan bir sözleşme türüdür. Bununla birlikte hakimiyet sözleşmeleri karşılıklı ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Hakimiyet sözleşmesi ile taraflar birbirlerine karşı edim yükümlüğü altına girmektedir. Bunun sonucu olarak, hem hakim şirket, hem de bağlı şirket, hakimiyet sözleşmesinde kararlaştırılan hususlara uygun davranmalıdır. Bu kapsamda çalışmamızda tarafların yükümlülüklerine ve sorumluluklarına değinilecektir. 

I. Hakimiyet Sözleşmelerinde Tarafların Yükümlülükleri

Hakimiyet sözleşmesi, hakim ve bağlı şirketlerin karşılıklı borç altına girip belirli yükümlülükleri yerine getirmeyi vaat ettikleri, aynı zamanda her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme türüdür.

1. Hakim Şirketin Yükümlülükleri

Hakimiyet sözleşmesi uyarınca hakim şirket, bağlı şirkete karşı, tedbirli ve özenli davranma yükümlülüğü altına girmektedir. Hakimiyet sözleşmesinin amacı, topluluğu oluşturan tüm şirketlerin tek elden yönetilerek, bu şirketlerin ortak koordinasyonunun ve menfaatlerinin sağlanmasıdır. Hakim şirket, kendisine verilen bu idare yetkisini dürüstlük kuralı çerçevesinde hukuka uygun olarak kullanmalıdır. Hukuka aykırılık, bağlı şirketin veya pay sahiplerinin kayba uğratılması halinde ortaya çıkacaktır. Hakim şirketin, kendisine verilen yetkileri kötüye kullanması durumunda, bağlı şirketin uğradığı kayıpları karşılama yükümlülüğü doğacaktır. 

Bunun dışında hakim şirketin, bağlı şirketle ilişkilerini rapor etme yükümlülüğü vardır. Bu raporların kapsamı TTK’nın 199. maddesinde düzenlenmiştir. Bu raporların hazırlanması için talepte bulunulmalıdır. Bunu talep edebilme yetkisi, hakim şirketin yönetim kurulu üyelerine tanınmıştır. Bağlı şirket, haklı bir sebebi olduğunu kanıtlamadıkça bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu bilgilerin sadece hakim şirket raporlarında kullanılmak amacıyla alınmasıdır.

Bunun dışında TTK’nın 209. maddesi uyarınca hakim şirket, topluluk itibarını toplum ve tüketici nezdinde korumakla sorumludur. Topluluğun, tüketici nazarında uyandırdığı itibar, hakim şirket tarafından korunmalıdır. 

2. Bağlı Şirketin Yükümlülükleri

Hakimiyet sözleşmesi uyarınca bağlı şirketin yönetim organının, sadakat ve özen yükümlülüğü çerçevesinde hakim şirket tarafından verilen talimatları yerine getirmesi gerekmektedir. Bağlı şirket bu yükümlülüğünü, hakim şirketin talimatları doğrultusunda gerçekleştirir. Bununla birlikte bağlı şirketin yönetim kurulu, TTK’nın 199. maddesi uyarınca faaliyet yılının ilk üç ayı içinde şirketin hakim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında bir rapor düzenlemelidir.

Bağlı şirketin hakim şirket ile yapmış oldukları hakimiyet sözleşmesine bağlı olarak bağlılık raporu verme yükümlülüğü de vardır. Ayrıca bağlı şirket, hakimiyet sözleşmesi ile birlikte finansal bilgilerini belirli aralıklarla hakim şirkete iletme yükümlülüğündedir. Böylelikle bağlı şirketin finansal yapısı da hakim şirket tarafından kontrol edilecektir. 

II. Hakimiyet Sözleşmesi Kapsamında Sorumluluk

Hakimiyet sözleşmesi neticesinde ortaya çıkan sorumluluğa ilişkin doğrudan hakim şirkete, sözleşme gereği yerine getirmiş olduğu talimatlardan doğan zararların denkleştirilmesine yönelik bir talepte bulunamaz. Fakat ortaya çıkan kayıptan hakim şirket sorumlu tutulacaktır. Bu kapsamda şirketin TTK madde 195 uyarınca, şrketler arasında hakimiyet ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Bunun yanında taraflar yapmış oldukları sözleşmede, bağlı şirketin hakim şirketten ortaya çıkan kayıpları doğrudan talep edebileceğini kararlaştırabilirler. Hakim şirketin hem sözleşmeden kaynaklanan hem de haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu vardır.

1. Hakim Şirketin Sorumluluğu

Bir şirket, bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir. Hakim şirket, bağlı şirket üzerindeki hakimiyet yetkisini iyiniyetli olarak kullanmalıdır. Yetki kullanımı esnasında gerekli özen yükümlülüğü yerine getirilmelidir. 

Bağlı şirketin organları, hakim şirketin talimatlarına uymak zorundadır. Hakim şirket, tam hakimiyet halinde şirketler topluluğunun ortak bir şekilde hareket etmesi amacı ile bağlı şirketin yönetim organına talimat verebilir. Hakim şirket ile bağlı şirket arasında bir hakimiyet sözleşmesi olmasa dahi, TTK’nın 203. maddesi uyarınca hakim şirket, bağlı şirketin paylarına ve oy haklarına doğrudan veya dolaylı olarak sahip ise bağlı şirketi kayba uğratıcı talimatlar verebilir. Buna karşın TTK’nın 204. maddesine istinaden, bağlı şirketin ödeme gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek olan veya önemli varlıklarını kaybetmesine neden olabilecek nitelik taşıyan talimat verilemez.

Hakim şirketin sorumluluğunun doğabilmesi için bu şirketin hakimiyet yetkisini kullanarak bağlı şirketi yönlendirmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde hakim şirketin sorumluluğu doğmayacaktır. Hakim şirketin, bağlı şirketi kayba uğratıcı talimat vermesi halinde, bağlı şirketin alacaklıları, hakim şirkete ve hakim şirketin yönetim kurulu üyelerine zararlarının tazmin edilmesine yönelik dava açabilecektir. Ancak dava açılması halinde, hakim şirket ve onun yönetim kurulu üyeleri, gerekli özeni ve dikkati gösterdiklerini ispat ederek sorumluluktan kurtulabileceklerdir. 

2. Bağlı Şirketin Sorumluluğu

Şirketler arasında tam hakimiyetin bulunduğu durumlarda hakim şirket, bağlı şirketin kaybına neden olacak nitelikte talimatlar verse dahi, bağlı şirket bu talimatları TTK’nın 203. maddesi uyarınca uygulamakla yükümlüdür. 

Topluluk hukuku açısından bağlı şirket, hakim şirketin yönlendirmesi neticesinde gerçekleştirmiş olduğu işlemlerden dolayı kayba uğradığı takdirde hakim şirketin sorumluluğuna gidilebilecektir. Bu kapsamda hakimiyet yetkisinin kullanılması ile işlem arasında illiyet bağının bulunması şarttır. TTK’nın 205. maddesine istinaden, hakim şirketin verdiği talimatlara uyulması durumunda, bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri veya sorumlu tutulabilecek diğer ilgili şahıslar, söz konusu talimatlara uymaları neticesinde oluşan kayıptan sorumlu tutulamayacaklardır.  Ancak, şirket alacaklılarının dava açma hakkı saklı tutulmaktadır.

III. Sonuç

TTK’da yapılan yeni düzenleme ile birlikte, şirketler topluluğunun menfaatleri gözetilmiştir. Bu mevzuat düzenlemeleriyle birlikte şirketler topluluğu kavramı tanımlanmış ve Türk hukuk sistemine dahil edilmiştir. Topluluk hukuku aracılığıyla, şirketler arasında yeknesak bir yönetimin alt yapısını kuran ve ortak menfaati amaçlayan hakimiyet sözleşmelerine yönelik hükümler ortaya konulmuştur. Ayrıca, sözleşme taraflarının yükümlülükleri ve sorumlulukları tespit edilmiştir. Hakimiyet sözleşmesiyle hakim şirket ile bağlı şirket arasında bir hakimiyet ilişkisi kurulmakta, söz konusu ilişkiye bağlı olarak taraflara daha önce açıklandığı üzere belirli yükümlülükler ve haklar sağlanmaktadır.

Taraflar sorumluluk ve yükümlülüklerini, iyiniyet kuralı kapsamında gerçekleştirmelidirler. Sözleşmesel yükümlülükler yerine getirilirken özenli bir şekilde davranılmalıdır. Hakimiyet sözleşmeleri, şirketlerin işleyişini basitleştirmeye ve pratikleştirmeye çalışsa da bu sözleşme dahilinde yetkilendirilen organların iyiniyetli davranmaları ve şirketlerin menfaatlerini gözetmeleri gerekmektedir. 

***

Av. Anıl Coşkun, LL.M.

info@anil-coskun.com

 

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Anıl Coşkun’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.