ALMANYA’DA İLAMSIZ İCRA TAKİBİ

Bilindiği üzere Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ve ekonomik faaliyetler sürekli olarak artmaktadır. Bu vesile ile her iki ülkede bulunan şirketlerin ticari faaliyetleri, ülke ekonomilerine de önemli katkılar sağlamaktadır. Bu katkıların ve ticari faaliyetlerin daha üst seviyelere ulaşabilmesi için, faaliyetler esnasında ortaya çıkan sorunların ortadan kaldırılması ve ticari faaliyetlerin güvence altına alınması gerekmektedir. Ticari faaliyetler esnasında ortaya çıkan sorunlardan biri de, satış bedellerinin veya alacakların Alman şirketlerden tahsil edilmesidir.

Makalemizde, satış bedellerinin veya alacakların Almanya’da icra takibi yoluyla tahsil edilmesi konusuna değineceğiz. Bu kapsamda Almanya’da icra takibi başlatılması ve devamındaki süreç hakkında kısa bilgilendirmede bulunacağız.

I. İcra Takibi İşlemleri

Yabancı şirketler adına yapılacak ihtar ve icra takibi işlemlerine yetkili mahkemeden başlanmalıdır. Almanya Federal Cumhuriyeti sınırları içerisinde merkezi veya şubesi bulunmayan yabancı şirketlerin, Almanya’daki ihtar işlemlerinde yetkili ihtar mahkemesi Berlin-Wedding İhtar Mahkemesi’dir. İcra Takibine Başlanması İcra takip talebinin yetkili ihtar mahkemesine iletilmesi ile işlemlere başlanılacaktır. İhtar talebinde borçlunun adı, unvanı, adres, alacak miktarı, alacağın dayanağı ve faiz tutarı gibi bilgilere yer verilmelidir. İhtar mahkemesi, icra takibine istinaden hazırlayacağı ödeme emrini borçluya tebliğe çıkaracaktır. Ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren borçlu, borcu ödemek veya ödeme emrine itiraz edebilmek için iki haftalık süreye sahiptir. Ödeme emrine itiraz edilmesi halinde alacaklı, haciz işlemlerine devam edilebilmesi için dava açmak zorundadır. Aksi takdirde icra takibi duracaktır.

2. Ödeme Emrine İtiraz Edilmesi Halindeki İşlemler

Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde alacaklı, hem borçlunun itirazını hem de haciz işlemlerine devam edilebilmesi için dava açılması halinde ödenmesi gereken harç tutarlarına dair belgeyi tebliğ alacaktır.

Harç tutarlarının ödenmesi ile birlikte dosya ilgili mahkemeye iletilecektir. Yetkili mahkeme, icra takibini ve dayanağını inceleyerek dosya hakkında karar verecektir. Borçlunun itirazının dayanaksız ve haksız bulunması halinde icra takibine devam edilmesi yönünde karar verilecektir.

3.Borçlunun İcra Takibine İtiraz Etmemesi veya İtirazın Mahkeme Tarafından Haksız Bulunması Halindeki İşlemler

Ödeme emrinin tebliğinden itibaren iki haftalık sürenin geçmesinden sonra borçlu, hala borcunu ödememişse veya borçlunun itirazının haksız olduğuna karar verilmesi halinde, icra takibine devam edilecektir. Buna istinaden haciz kararı alınması için alacaklının, ihtar mahkemesine başvurması gerekmektedir.

Alacaklının haciz talebinin uygun görülmesi halinde, ihtar mahkemesi tarafından alınan haciz kararı, borçluya da tebliğ edilecektir. Tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde borçlu, borcunu ödemelidir veya haciz kararına itiraz etmelidir. Borçlunun haciz emrine itiraz etmesi halinde icra dosyası, ihtar mahkemesi tarafından doğrudan davanın görüleceği genel yetkili mahkemeye iletilecektir. Yetkili mahkemenin itirazı haksız bulması halinde veya borçlunun haciz kararına süresi içerisinde itiraz etmemesi halinde, takip konusu borç hala ödenmemiş ise haciz kararı kesinleşir ve haciz işlemlerine başlanır. Haciz kararının kesinleşmesi ile birlikte, ihtar mahkemesindeki işlemler sona erer. Bundan sonraki işlemler için icra mahkemesine başvurulması gerekmektedir.

4.Haciz İşlemleri

Alacaklı, elindeki haciz kararı ile birlikte icra mahkemesine başvurarak, borçlunun taşınır veya taşınmaz tüm mal varlığı üzerinde haciz işlemlerine gerçekleştirebilecektir ve alacağını tahsil edebilecektir.

II. Sonuç

Kötü niyetli olarak hareket eden şirketler, yurt dışında bulunmalarını fırsat bilerek ödemeleri gereken satış bedellerini ödemekten çeşitli bahanelerle kaçınmaktadırlar. Buradaki temel düşünce, Türkiye’deki şirketlerin Almanya’da icra takibi işlemlerine başvuramayacağı veya bununla meşgul olmayacağıdır. Bu kanaatin aksine alacaklıların, haklarını savunmaları ve alacaklarını tahsil etmeye çalışmaları gerekmektedir. Ayrıca ihtar işlemlerine başlanmadan evvel, borçlu şirketin faaliyetini sürdürüp sürdürmediği veya iflas sürecinde olup olmadığını araştırmak, alacağın tahsil edilmesinde büyük önem arz etmektedir. Borçlunun mal varlığı ve faaliyetleri hakkında önceden araştırmada bulunmak, hem gereksiz icra takibi masraflarını hem de zaman kaybını önleyecektir.

***

Av. Anıl Coşkun, LL.M.

ANC Partners Law Firm

info@anil-coskun.com

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Anıl Coşkun’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlemlere başlanılacaktır.